Montesori

Temel Prensiplerimiz

Çocuğun yaratılış itibariyle sahip olduğu fiziksel, ruhsal, duygusal, sosyal ve zihinsel potansiyeline tam ulaşması için yetişkinler olarak rolümüzü;

3 – 6 karma yaş grubu olarak hazırlanmış sınıf ortamlarımızda her çocuk eğitimde kendi gelişim seviyesine ve ilgi alanına göre kendi hızında ilerler. 3-6 yaş arasındaki bu üç yıllık dönemde üçüncü yıla giren çocuklar birer rol modeli olarak yaşça daha küçük arkadaşlarına yardım ederken liderlik özelliklerini geliştirip daha merhametli ve yardımsever insanlar olarak yetişirler. Birinci ve ikinci yılında olan yaşça daha küçük çocuklar ise kendilerini yaşlarıyla kısıtlanmış hissetmezler. Karma yaş grubu sınıflarımız farklı yaşlardaki çocukların her birinin kendi gelişim seviyelerine ve ilgi alanlarına göre ve onlarda merak ve keşfetme duygularını uyaracak ve kendi hızlarında ilerleme imkanı sağlayacak şekilde dizayn edilmiştir. Böyle bir ortamda çocuklar herhangi bir başarısızlık duygusuna kapılmadan ve her biri bireysel olarak farklı alanlarda başarılı olabileceğini öğrenir.

Kendilerini birer rehber olarak gören öğretmenlerimiz çocukları çok yakından gözlemler. Bu süreçte her bir çocuğun farklı öğrenme biçimlerini, ilgi alanlarını, içinde bulundukları duyarlılık dönemini anlayıp bunun paralelinde bireysel olarak eğitim planlaması yaparlar. Çocuğun çalışması doğru veya yanlış olarak tanımlanmaz, çocuğun üzerinde baskı oluşması engellenir, özsaygı ve öz güven korunur.

İnsanlığın inşasından sorumlu küçük çocuğun değerler eğitimi ve karakterinin gelişimi okulumuzdaki günlük hayatımızın ve müfredatımızın önemli bir bölümünü kapsar. Çocuğun çevresiyle, arkadaşlarıyla ve yetişkinlerle olan karşılıklı ilişkilerinde sürekli desteklenmesi için gerekli pozitif şartları hazırlarız.

Kültürlerin eşsizliğine inanır ve bunu eğitim programımıza yansıtırız. Programlarımızı farklı kültür ve dillere sahip eğitimciler ile zenginleştirmeye ve onların tecrübelerinden, sahip oldukları farklı özelliklerden ve yeteneklerinden faydalanmaya önem veririz. Bu şekilde dünyayı programımıza taşır ve çocuklarımızın dünya vatandaşları olmalarına yardımcı oluruz.

Çocukların ilk öğretmeni olan ailelerinin eğitimimize katılımını programımızın temel taşı, aile ile işbirliğinin, onların katkılarının okulumuzun ve çocuklarımızın başarısının devamlılığının çok önemli ve vazgeçilmez bir parçası olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayız. Bu nedenle International  Montessori School Büyükyalı Anaokulu olarak aileler, okul ve öğretmenlerimiz arasında yakın, karşılıklı güven ve saygıya dayalı ilişkiler kurulmasını sağlarız. Okulumuzun kapısı ailelerimize her zaman açıktır. Ancak biz daha fazlasını istemekte kararlıyız ve eğitim yılı içerisinde planladığımız aile etkinlikleri, “Montessori Felsefesi”, “Evde Montessori”, “Pozitif Disiplin” gibi farklı konu ve başlıklar altında düzenlediğimiz ebeveyn eğitim programlarımızla, ebeveynler ve hatta çocukların büyükanne ve dedelerinin bile okulumuzun gönüllüleri olmalarını teşvik ederiz.

Okulumuzda eğitmenlerimizin profesyonel gelişim ve eğitimlerine önem veriyoruz. Montessori öğretmen eğitiminde Uluslararası akreditasyona sahip İstanbul Montessori Enstitüsüyle, (İME),  kardeş kurum olmanın bütün avantajlarını kullanıp bu bağlamda İME’nin yurt içi ve yurt dışında sağlayacağı eğitim program ve konferanslarına katılma avantajlarını öğretmenlerimize sunacağız ve işlerini başarılı bir şekilde sürdürmelerini sağlamak için onları her zaman ve alanda teşvik edip destekleyeceğiz.

Kurum olarak, ailelerimiz ve eğitimcilerimizin işbirliği ile öğrencilerimizi ve onların ihtiyaçlarını eğitim programımızın merkezine alarak ülkemizde model bir Montessori eğitim programı olmanın gerektirdiği standartları koruyarak hem çocuklar hem de yetişkinler için sürdüreceğimiz eğitim programlarımıza devam edeceğiz.

“Montessori öğretmeni olmaya karar vermiş kişinin ilk adımı, kendini, ruhunu ve karakterini hazırlamaktır. Geleneksel okullarda öğretmen önceden belirlenmiş ders programlarındaki müfredatı tamamlamak zorunda olduğundan çocukları sürekli kontrol etmek gibi bir zorunluluğu olduğuna inanarak, çocukların sadece o anda gösterdiği davranışlarına tanık olur; oysa bir Montessori öğretmeni içindeki saklı gücü henüz ortaya çıkarmamış bir çocuğun oluşumunu bekler vaziyettedir. Geleneksel öğretmenle Montessori öğretmeni arasındaki temel fark budur. Bizim okullarımızda eğitim vermeye başlayan bir öğretmen çocuğun çalışmaları sayesinde içinde doğuştan sahip olduğu potansiyelini açığa çıkarıp kendini gerçekleştireceğine bütün kalbiyle inanmalıdır.”

Maria Montessori – Emici Zihin